Thursday, January 21, 2010

Yine Amerika yine Amerika...

- Amerika'yla ilgili konusmaktan kendimi alamiyorum.

- Bugun heryerde ABD'nin Pakistan terorist avina ciktigini duyduk. ABD'nin Afganistan'daki varligi yetmezmis gibi burayi bir us olarak kullanip Pakistan'da da askeri operasyonlar duzenledigini ya da terorist avi sirasinda bircok sivilin de oldugunu duymak beni hic sasirtmadi. Beni sasirtan (ama yine aslinda hic sasirtmamasi gereken) sey ABD'li diplomatlarin Pakistan ordu ve hukumetine acikca ulkelerini nasil yonetmeleri gerektigini anlatan tavirlari ve konusmalari oldu.

- Bunun ne kadar devam edecegini merak ediyorum. ABD Birinci Dunya Savasi ve hatta daha oncesinde gelistirdigi taktigini 2010 yilinda hala kullaniyor ve dunyanin diyecek hicbirseyi yok gibi... Soyle hizlica bir kac ornege bakalim.

-Yil 1903 yer Kolombiya, ABD once Panama'nin ozgurluk hareketini acikca destekliyor, Panama'nin kolombiya'dan ayrilisindan sonra 1914 yilinda Panama kanalini yapiyor ve kanal bolgesinin korumasi ve idaresini kendine veriyor. 1977' de Panama Kanali'nin 1999'da Panama'ya gecmesini iceren anlasma Panama darbeci General Torrijo ve Amerikan Baskani Jimmy Carter arasinda imzalaniyor. Bunu takiben 'ultra-konservatif' Reagan doneminde Amerikan cikarlarini koruma plani devreye giriyor. 1983'de CIA'in resmi calisani General Noriega Panama'nin yonetemini bir darbeyle ele geciriyor. 1987'de Noriega'nin da istenilen Amerikan cikarlarina hizmet etmemesiyle ABD bugune kadar goz yumdugu Noriega'yi uyusturucu kacakciligi ile suclayip sonucta ABD'nin Panama'yi isgaliyle sonuclanan surec yasaniyor. Sonucta ABD tamamen elemine olmus Panama Ordusunun (yine ABD tarafindan) Kanali koruyamayacagi gerekcesiyle Carter-Torrijo anlasmasini askiya aliyor. 2000 yilinda Amerkan yanlisi Panama hukumeti Panama'nin gelecekte de resmi bir ordu kurmasini engelleyen kanunu gecirerek sonuca noktayi koruyor.

- Yil 1970 sosyalist Salvador Allende Sili'de bir azinlik hukumeti kurarak ulkenin basina geciyor. Allende uyguladigi ekonomik program sonucu ulkenin bankacilik, ve madencilik sektorlerini yabanci sirketlerin (cogunlukla ABD'li) elinden alarak millilestiriyor. Sonucta beklenen oluyor ve General Pinochet 1973'te ulke yonetimine el koyuyor. Yaptigi ilk icraatlar ulke ekomomisini ABD'li unlu ekonomistlere (bakiniz Sikago Universitesi Ekonomistleri) birakmak ve Allende'nin millilestirdigi sektorleri yabancilarin eline geri vermek oluyor. Ilginctir Saddam Huseyin'in diktatorlugune dayanamayip kendini Irak'in ozgurlestirilmesine adayan ABD, Pinochet'nin 20 yil suren ve binlerce insanin olduruldugu ve iskence gordugu rejime sempatiyle yaklasiyor.

- 1962 Dominik Cumhuriyeti Diktator Trujillo'nun ardindan, sol goruslu Juan Bosch basa geciyor. Hemen ardindan baska bir cunta ulkeyi ic savasin esigine getiriyor. 1965'te ABD Baskani Lyndon Johnson cuntanin yenilecegini ongordugu icin Dominik Cumhuriyeti'ne askeri mudahele karari aliyor. Sonuc yine bir kukla hukumetin kurulmasi oluyor.

- Yil 1979 El Salvador'da bir dizi millilestirme yapan solcu hukumet ABD'nin destekledigi Napoleon Duarte cuntasi ulkeyi 13 yil suren bir ic savasa surukluyor. SOnuc 75000 kisi oluyor.

- 1953 Iran... Iran'in ilk secilmis basbakani Mossadegh petrol sektorunu millilestiriyor sonucta ABD Baskan'i Eisenhower, acik bir askeri operasyonla Mossadegh'i deviriyor ve Sah'i surgunden geri getiriyor. Sonuc yine millilestirilmis sektorlerin ozllesmesi.

-Liste uzun: 1959 Vietnam, 1983 Grenada, 1970 Arjantin, 1968 Endonezya vesaire vesaire...

-Ve 2002... 1998'de secilen ve Venezuela'nin petrol sektorunu millistiren Hugo Chavez 2001 ve 2002 de baskentin solcu Chavez taraftarlari ve sagci Amerikan yanlilarininlarin catismalarina sahne olmasi sonucu bir darbeyle turuklaniyor. Kurulan hukumet millilesen petrol sektorunun tekrar ozellestirmesine karar veriyor ama halk bir ilki gerceklestirip Chavez'i tekrar koltuguna geri getiriyorlar. Kacan darbeciler ise tabiki solugu ABD'de aliyorlar.

- Bu kismi anne-babamin jenerasyonu benden daha iyi bileceklerdir o yuzden dediklerimin tersini yasadiklarini iddia eden olursa cok ustelemeyecegim.

- 1980 Turkiye... 1977'de ABD ve diger buyuklerin sozunden cikan Ecevit Kibris'a mudahele ediyor takip eden 3 yil icinde ortaya yine bircok katliam ve catisma cikiyor. 1980'de ordu yonetime el koyuyor. 1982'de acikca Amerikan yanlisi olan Ozal ulkeyi hala suren bir ozellestirme icine sokuyor.

- Diyebiliriz ki butun bunla soguk savasin tansiyonu altinda ve Sovyetlerin'de benzeri mudaheleleri sonucunda olustu. Bu kismen dogru. Gercekten de Sovyetlerin Afganistan'a mudahelesi ABD'nin herhangi bir mudahelesinden daha az kotu degildi. Ama kesin olarak soyleyebilecegimiz sey su. Tek kutuplu dunyada ABD'nin ekonomik cikarlarini korumak icin 2002'de Venezuela'da, daha sonralari Dogu Avrupa'da, Irak ve son olarak Iran'da yaptiklari bir Sovyet tehditi olmadan cok daha acimasiz ve kustah. Artik daha onceden Sovyet tehditinden cekinerek yapmadigi askeri operasyonlara basvurabiliyor ve daha fazlasi IMF ve World Bank'i kullanarak ekonomik olarak ulkeleri ve insanlari kendi cikarlari icin yerle bir edebiliyor (benzeri ekonomik operasyonlar yakin gecmiste Rusya, Kore, Endonezya gibi ulkelerin gelismekte olan ekonomilerini tamamen sifirlayabilidi).

- Ama asla bir sol-sag romantisizmine kapilmamk gerektigine inaniyorum. Bana gore artik solculuk ve sagcilik tarihe karisti. Artik insanlar globalizm ya da anti-globalizm saflarindan birini seciyor. Ben acikca anti-globalist olmamiz gerektigini soyluyorum. Aksi takdirde kukla hukumetlerin yonettigi kukla insanlar olmaktan kurtulabilecegimize inanmiyorum.

Not: O zaman senin bu kadar karsi oldugun Amerika'da ne isin var diye sorabilirsiniz. Bunu uzun uzun bir ara yine anlatirim ama simdilik: Doktor Jivago'nun kahramani (dogal olarak Dr. Jivago) romanin bir yerlerinde Bolsevik Devrimi'nin nasil kisisel dunyalari ve kisisel gorusleri yok ettigiyle ilgili bir konusma yapar. Ben bunun dengesinin nasil kurulabilecegini simdilik bilmiyorum ama yazarim.

Not: Cok uzun yazmisim simdi Banu'ya bunun dilbilgisini kontrol et desem mi bilemedim simdilik bu kopyasiyla idare edin.

No comments:

Post a Comment